Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Asya Koordinatörü Debbie Stothard, Arakan'da insanlık suçu işlendiğini söyledi.
FIDH Asya Koordinatörü Debbie Stothard, Myanmar'daki Arakan Müslümanlarının yaşadıklarının siyasi maksatlar güden bir politika olduğunu söyledi.
Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Asya Koordinatörü Debbie Stothard "eski ismiyle Burma, yeni adıyla Myanmar`da yaşayan Müslümanların çektikleri ızdırabın farkında olduklarını, bu nedenle büyük müteşebbislerin bu ülkeye yatırım yapmamaları gerektiğini" ifade etti.
Stothard verdiği özel röportajda Arakan ile alakalı olarak şunları anlattı:
"Bazı sorumsuz devletlerin azınlıklara karşı nefreti körükleyerek güç kazanmaya çalıştığını dünyanın her yerinde görüyoruz. Hükümetler bunu, dini kullanarak yapıyor. Bunun en büyük örneği de Myanmar`da yaşanıyor. Orada yaşananlar gerçekten çok rahatsız edici... Irkçı budist milliyetçilik kullanılarak Müslümanlar suçlu imiş gibi gösteriliyor. Myanmar devletinin bunu yapmasındaki en büyük sebep ise, kendi yolsuzluklarını ve insan hakları ihlâllerini saklamaya çalışmasıdır. 2015`de cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Bu seçim öncesinde iktidar kendi yolsuzluklarını örterek, oylarını muhafaza etmeye çalışıyor. Barışı desteklemesi gereken Budizm dini, siyasi propagandaların önüne geçmiş durumda...
Burma`da yaşayan Müslüman azınlıklara `Rohingya` diye bir ırk olmadığını söylüyorlar. Burada yaşananlar, Burma`nın diğer kısımlarına da sıçradı. Artık kadın-erkek-çocuk herkese şiddet tatbik ediliyor. Bazı bölgelerde ordu birlikleri, Müslümanlara saldırıyor.
Myanmar aslında etnik olarak çok karışık bir ülke. 135 farklı dil konuşuluyor. İnsan hakları ihlâlleri konusunda hiçbir adım atılmadı. Son 18 ayda 250 bin kişi evini kaybetti. Bu insanlar bugün, kendi ülkelerinde sığınmacı statüsündeler...
Kasırganın geldiğini duyunca çok endişelendik. Müslüman azınlık sahil kısmında bir çadırkentte yaşıyor. Kıyı, ülkenin tabiat olaylarına en hassas bölgelerinin başında geliyor. Orada insanlar bir kumaş parçasının altında yaşıyor. Daha büyük bir felaket yaşandığında, orada insanların ölmemesi mümkün değil çünkü onların hiçbir koruması veya sığınacakları bir yerleri yok. Evleri yakılan insanlara ne tazminat ne de güvence veriliyor. Birleşmiş Milletler`e de bu konuda çağrı yaptık. Uluslararası arenadan bu konuda destek bekliyoruz. Fakat en önemlisi Müslümanların yaşadığı bölgelerin "küçük bir Singapur"a dönüştürülmemesi. Bu yüzden gelişmekte olan ülkeler veya gelişmiş ülkeler Myanmar`a yatırım yapmamalılar... Buradaki Budist şiddetini durdurmalıyız. Uluslararası insan hakları federasyonu olarak burada yaşananlardan endişe ediyoruz."